Deprem bölgesi için kalıcı iskan önerisi: Büyüyebilen konut modeli
Türkiye’de oturduğu sokaktan, mahalleden, beton yığınına dönüşmüş kent görüntülerinden şikayetçi olmamak normal mi? Marmara – Ağustos 1999 depremi ile artık kentleşmemizin ve konut yapım sistemimizin çöktüğü ortaya çıktı (1). Yalova, Gölcük, Çınarcık gibi henüz metropol kent düzeyine erişmemiş, nispeten küçük yerleşmelerde bile kentin çehresini oluşturan 8-10 kata varan betonarme apartmanların bu depremle ne kadar güvenilir olduğu apaçık ortadadır. Rant ve çıkar kaygısı sonucu ortaya çıkmış olan imar anlayışı, kontrolsüz ve usulsüz yapımla da birleşince ortaya bugünün Türkiyesinde kent manzaralarını çıkarıvermiştir.
Tüm bu kontrolsüz kent gelişim tablosuna, konut ile ilgili talebinin ne olduğunun bilincinde olmayan kullanıcılar da eklenince, böyle bir ortamda en akıllıca seçimin “yapsatçı, kar peşinde koşan müteahhit” olmak ve vurgun yapmak olduğu düşünülebilir. Neyse ki, Marmara depremi ile iyice ünlenen bazı müteahhitlerin kanunun ellerine teslim edilmesi en azından müteahhitlik konumunun da güvencesi olmadığını vurgulamış ve acı kısır döngüyü tamamlamıştır. Peki, müteahhitlikte de tabiri caizse “iş yoksa”, o zaman ne olacak, kar için her türlü açık noktanın değerlendirildiği bu ortamda nereye varılacak? Çok iyi niyetli bir senaryo çizersek mutlu bir son, söz konusu. Bir kere fay hattının tam üzerine ve çok yakınlarına yayılan bu alanda kentler kurmaya karar vermişiz ve bu böyle de kalacak.
O zaman çözüm şu olmalı: Depreme açık bir bölgede gerektiği gibi kentler ve konutlar inşa etmeliyiz. Bu da şöyle bir mimari çözümle mümkün olabilir: Daha az katlı, orta-çok yoğunlukta, kullanıcı ihtiyaçlarına paralel olarak uyarlanabilen konut birimleri ve bu konutların oluşturduğu planlanmış yerleşim birimlerinden oluşan kentlerin kurulması ile. Altyapısı tam yeni kentler ve kullanıcı ihtiyaçlarına uygun konut üretimini seçen bir Türkiye’de, kontrol mekanizmasının da işletilmesiyle, müteahhitin yapması gereken iş projesine uygun yapıyı inşa etmek olacaktır.
Proje önerisi
İlişikte sunulan “büyüyebilen konut” projesi (2) depremle iç içe yaşayan ülkemizde deprem bölgelerinde kalıcı iskan çözümünde uygulanabilecek tip proje önerisidir. Önerilen yerleşme kent merkezinden toplu taşıma ile ulaşılan kent kıyısındaki bölgelerde uygulanabilecektir. Bu bölgelerde düz ve eğimli alanlarda uygulanabilirliği olan projede kullanıcıya ilk aşamada parsel ve bu parsel içinde temiz su, elektrik, gaz, telefon gibi servisler sağlanması öngörülmektedir.
Sekiz aşamalı olarak büyütülebilen konut 2 ila 14 kişiyi barındırabilecek çeşitlilikte çözümlere ulaşabilmektedir. İkinci aşamada, parsel üzerinde sofa – mutfak – banyo dan oluşan birim konut sağlanacaktır. Birim konut, iki kişinin oturma, yatma, yemek yeme, yıkanma gibi gereksinimlerine cevap verebilecek niteliktedir. Kullanıcı bu aşamada 28.68 metrekare kapalı alan ve 36.12 metrekarelik bahçeye ve aşamaları belli olan tip büyüme projesine sahip olacaktır.
İkinci aşamadan sonra konutunu değişen ihtiyaçlarına göre – inşaatı bizzat kendisi de gerçekleştirmek suretiyle – aşama aşama projede belirtilen esaslar çerçevesinde büyütebilecek, ya da birim konut boyutunda bırakabilecektir.
Üçüncü aşamada alt kata sofadan girilen bir oda eklenerek, brüt alan 39.13 metrekareye çıkarılabilir.
Bundan sonraki aşamaların sağlayacağı büyüme planı ise şöyledir: Dördüncü aşamada alt kata bir oda daha eklenerek brüt alan 49.68 metrekareye çıkar. Beşinci aşamada avluyu çevreleyen duvar tamamlanınca, avlu alanı 15.12 metrekare olmak üzere alt kat son şeklini alır. Altıncı aşamada avlu girişi yanındaki merdiven eklenerek üst kata bağlantı sağlanır. Üst kat önce 1.5 oda ve bir banyodan oluşur. Gereksinim duyulursa, bir oda, bir banyo, bir mutfak haline dönüştürülebilir. Ailenin kalabalık olduğu durumlarda, üst kat bağımsız olarak evli çocuklar ya da akrabaların barınması için kullanılabilir. Bu aşamada üst kat 28.68 metrekaredir. Avludaki merdiven altı depo haline dönüştürülmüştür. Yedinci aşamada üst kata bir oda eklenip toplam üst kat alanı 38.18 metrekareye çıkarılır. Son aşamada da üst kata bir oda daha eklenerek bu kat tamamlanır. Tüm konut bu aşamadan sonra 12-14 kişiyi barındırabilecek kapasiteye erişmiştir. Üst kat toplam alanı 49.68 metrekare, konutun tüm alanı 100.44 metrekare iç mekan ve 15.12 metrekare avludan oluşmaktadır.
İsterse büyütebilir
Düz ve eğimli arazilerde 32 konut biriminin katları olan 256 ve 384 konut birimlik ya da 1024 ve 1536 konut birimlik yerleşimler, ya da bunların katlarından oluşan sayıda konut birimini barındıracak şekilde planlanan bu öneride malzemenin bulunabilirliği ve kullanıcının kendisinin inşaatı bizzat yaparak konutunu büyütmesi durumunda, malzemeye yatkınlığı düşünülerek konut üretim sistemi olarak iskelet sistem ve hafif beton dolgu ve sıva malzemeler önerilmektedir.
Üretimin toplu olarak tek merkezden planlanması durumunda prefabrike elemanlarla yapım da bu tasarıma uygun olmaktadır. Konut cepheleri için önerilen renk sadece avlu içinde kullanıcının isteğine uygun olarak kişiselleştirilebilecektir. Projenin modüler olarak ele alınmış olması yapım sırasında ekonomi ve kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca günümüz kentlerinde, apartmanlaşmanın bir çoğumuzu kendi kültür ve alışkanlıklarımıza yabancılaştırması sorunu bu projenin sağlayacağı az katlı yapılaşma ile çözülecektir.
Yine apartman kentlerde, ihtiyacı olsun olmasın, çocuklu olsun olmasın, ister tek kişi, ister dört kişi yaşasın, “140 metrekare, üç oda bir salon” un yeğlendiği, dolayısıyla ortalama beğeni kültürüne hitap eden, kişiselleşemeyip ekonomik israfa dönüşmüş yaşam şekli ve kültürü de kullanıcıların kendi ihtiyaçlarına paralellik gösteren az katlı yerleşmeler ile arzu edilene doğru yönelecek, ekonomik yönden olumlu gelişmeler de doğal olarak bu süreç sonunda elde edilecektir. Yeter ki yönetimler, denetimler, kullanıcı ihtiyaçları ve kaynaklar gerçekten bu hedefe doğru çakıştırılmak istensin.
Notlar:
(1) Marmara depremi ve kentleşme ilişkileri ile ilgili olarak bakınız:
M.Soygeniş, “Marmara quake bears hard lessons”, AlArchitect, Vol. 6, October 1999, s.1,6
(2) Büyüyebilen konut yazarın mimarlık atölyesince Türkiye’de kırsal alanlardan metropol kentlere göçen kullanıcıların yerleşmeleri amacıyla da önerilmiştir. Deprem konutu olarak kullanımı ile ilgili olarak bakınız.
M.Soygeniş, “An architectural answer for Turkey’s earthquake zones: The growing house” , AlArchitect, Vol. 6, October 1999, s.7
Kaynak: Soygeniş, M., “Deprem bölgesi için kalıcı iskan önerisi : Büyüyebilen konut modeli”, Cumhuriyet Bilim Teknik, Sayı 662, s. 4-5, 27 Kasım 1999. / Soygeniş, M., “An architectural answer for Turkey’s earthquake zones : the growing house”, AIArchitect (USA), October 1999, p. 7.